Kişilerarası İletişimde Başarının Sırları
1. Kendimizi tanımak
Hayatta birçok konuda olduğu gibi bu konunun da temelleri kendimizi tanımaktan geçmektedir. Bizler hoşlandıklarımızı, tutumlarımızı, kişiliğimizi vb. ne kadar çok bilirsek kendimizi o kadar iyi ifade ederiz. Dolayısı ile insanlar ile olan ilişkimizde kontrolü ele alırız.
2. Karşımızdaki kişileri olduğu gibi kabul etmek
İnsanlar doğası gereği birbirlerinden çok farklı kişilik ve kişisel özelliklere sahiptir. Bu farklılıklar yer yer anlaşmazlıklara sebep olsa da aslında renklilik, güzellik ve yeşillik sebebidir 🙂
Kişilerarası iletişimde Nasıl ki insanların bizleri olduğumuz gibi sevmesini, kabul etmesini istiyorsak insanlara da aynı şekilde yaklaşmalıyız.
3. Giyinişimize ve görünüşümüze özen göstermek
Her ne kadar kıyafetimizle, saçımızla ve sakalımızla yargılanmak istemesek de özen gösterme konusu bambaşkadır. Saçımızı sakalımızı taramamız, uyandığımızda yüzümüzü yıkamamız, kıyafetimizin temiz, ütülü olması… Öncelikle bizim kendimize öz saygımızı göstermektedir. Yani bizler kendimizi sever, kendimize saygı duyarsak aynı şekilde insanlarda bizlere saygı duyacaktır.
4. İnsanlara isimleri ile hitap etmek
Telefon operatörünüzü aradığınızda size: ‘‘ Öncelikle İsminizi öğrenebilir miyim?’’ diye sorarlar. Bu sizin bilgilerinize bakmaktan ziyade size nasıl hitap etmeleri gerektiğini bilmeleri gerektiği içindir. Yani bu durum bir iletişim unsuru olarak onlara öğretilmektedir. Bir insanın size iyi günler demesi ile iyi günler Emin Bey/ Seda Hanım demesi arasında çok fark vardır.
5. Düşüncelerimizi açık ve anlaşılır bir dil ile ifade etmek
İnsanlar genel olarak belirsizlik durumundan kaçınırlar, belirsizliği sevmez ve bu durumundan kurtulup belirli olan duruma yönelmek isterler. Bu sebeple herhangi bir konuda düşüncelerimizi açık ve anlaşılır bir şekilde ifade etmemiz insan ilişkilerinde daha başarılı olmamızı sağlayacaktır. Bununla birlikte rahatsız olduğumuz, kızdığımız ya da sıradan bir durumda bunu ima ile anlatmamak ve örtülü anlamlar kullanmamak büyük önem arz etmektedir. İletişim uzmanları bu durumun bir iletişim hatası olduğunu söylemektedirler.
6. Başarıyı tebrik etmek
Sevdiğimiz bir arkadaşımız, eşimiz, çocuklarımız ya da yakınlarımız; çok iyi bir fırsat yakaladığında, büyük bir başarı elde ettiğinde, mutlu olduğunda bizlerden tebrik edilmek, bazen övülmek bazense takdir edilmek isterler. Bu sebeple yaşadıkları bu anları yakın gördükleri bizlerle paylaşırlar. Bizim bu durum karşısında sevinçlerini onlarla paylaşmamız, onları takdir etmemiz ve bazense övmemiz gerekmektedir. Bu durum, her zaman yanlarında olduğumuz, onların mutluluğunu istediğimiz ve onlarla gurur duyduğumuz gerçeğini destekleyecektir.
7. Farklılıklara değil benzerliklere odaklanmak
Her insan, birbirinden farklı ve bir o kadar da birbirine benzer varlıklardır. Bazen en yakın olduklarımızla dahi sevdiğimiz, sevmediğimiz şeyler uyuşmayabilir. Aynı yemeği sevmiyor, aynı kıyafeti beğenmiyor ya da aynı müziği dinlemiyoruzdur. Ancak bu tür farklılıklara odaklanıp birbirimizin farklılıklarını düşünmekte ziyade insanlarla olan ortak noktalarımıza odaklanmamız onlarla daha iyi iletişim kurmamıza, daha çok şey paylaşmamıza ve bizim onlara onların bize daha yakın olmasına sebep olacaktır.
8. Dinlemek!
Bir konuşma sırasında ne kadar konuşuyor, karşımızdaki kişinin ne kadar konuşmasına izin veriyorsunuz? İnsanlığın geçmişten bugüne en çok sıkıntı yaşadığı iletişim problemi dinlemek olarak karşımıza çıkmaktadır. Herkesin anlatacak bir şeyleri var elbet. Belki de o çok az konuşuyor dediğimiz insanın bile biraz dinlesek anlatacak çok şeyi vardır. Peki dinledik yeterli oldu mu? Hayır! Dinlediğimiz anladığımız gibi bir o kadarda dinlediğimizi belli etmeli, konu anlatılırken anlatan kişinin gözlerinin içine bakmalı kafamızla onaylamalı ve konuyla ilgili sorular sormalıyız. İşte o zaman biz dinlemiş olduğumuz gibi karşı tarafta dinlenildiğini anlamış olacaktır.
9. Düşüncelerimizi İyileştirmek
Düşüncelerimizi iyileştirmek derken kötü düşünceli olduğumuzdan falan bahsetmiyorum! Ancak bazen insan bilmeden de olsa ayrımcılık, küçümseme ya da kabalık yapabiliyor. Bizler bunu yapıyor muyuz, diye kendimize sormalıyız ama gerçekten dürüstçe cevaplamalıyız da!
Örnek verecek olursak; tektipleştirme, önyargılı davranma, küçümseme…
Bunları elbette bizler bilinçli olarak yapmıyoruz. Ancak bazen farkında olmadan belli bir zümreyi küçük görebiliyor, karşımızdaki kişiden herkes gibi bahsedebiliyor ya da hiç tanımadan ön yargılı olabiliyoruz. Bu durumlar her ne kadar belli edilmiyor olsalar da insanlarla olan iletişimimizi büyük oranda etkilemektedirler.
10. Kelimelerimizi kontrol etmek
Bazı kelimeler vardır, bizim için çok normal, çok olağandırlar ancak karşı tarafta kırıcı etkilere sebep olabilirler. Örneğin; Emir vermek, insanları suçlayan kelimeler kullanmak, alay etmek, utandırmak, konuşmaya hayır, asla gibi olumsuz ifadelerle başlamak. Kelimelerimiz bazen öylesine kendiliğinden ya da öfkeyle çıkar ki neyi nasıl söylediğimizi anlamayız ancak tam tersi şekilde hareket etsek her şey daha güzel olacaktır.
11. Sen dili değil, ben dili kullanmak
İnsanları uyarırken: ‘’böyle yapmaya devam edersen başına kötü şeyler gelecek’’ demek yerine olan durumun bizdeki etkisini düşünerek ona değer verdiğimizi belli edecek şekilde uyarıda bulunmamız daha doğru olacaktır.
Örneğin: ‘‘Böyle yapmaya devam edersen senin için üzüleceğim’’ şeklinde.
12. Yıkıcı değil yapıcı eleştirilerde bulunmak
Eleştirmek hayatımızda vazgeçilmez unsurlardan birisidir. Ancak nasıl eleştiriyoruz? Eleştirirken yıkıcı bir tavır üstlenmek kimseye bir çözüm getirmemektedir. Sadece üzmekte, kırmakta ya da çaresiz bırakmaktadır. Ancak eleştirilerimizin yanında bir alternatif sunmamız çoğu zaman işleri kolaylaştıracaktır. ( Bu yazıyı beğendim ancak şunu da belirtsen daha güzel olur. Gibi) Eleştirilerin yanında alternatif bulundurmak bizleri yapıcı eleştiri yapma konusunda geliştirecektir ve insanların hayatlarını eleştiri yaparak kolaylaştırabilir hale getirecektir.
13. Beden dilimize dikkat etmek
Beden dili konusu iletişim uzmanlarına göre iletişimin %60 ‘nı oluşturmaktadır. Bu iddialı rakam bizlere aslında insanlarla sesli iletişimden daha çok sessiz iletişim kurduğumuz ve birbirimizi beden dilimizle daha çok etkilediğimizi göstermektedir.
Beden dili konusu tek başına bir konu olması sebebi ile daha çok ayrıntı barındırmaktadır ancak en temel konuları maddeler halinde yazarak bir giriş niteliği taşımasını istiyorum:
Göz teması kurmak, Mimikleri ve jestleri doğru kullanmak, bedeni iletişim kurulan kişiye dönmek, İletişim sırasında kolları bağlamamak, ayakları çaprazlamamak… gibi konular herkesin dikkat etmesi gereken beden dili kurallarının temelini oluşturmaktadır.
Belki de ileride beden dili ile ilgili daha ayrıntılı bir yazı ile bu konuyu daha ayrıntılı şekilde dile getiririm.
Umarım okuyup uyguladığınız bu kişilerarası iletişim kuralları sizlere hayatınızda yol arkadaşları olur.
Son olarak sizlerin günlük hayatta karşılaştığı iletişim hataları, bir anınız ya da çok beğendiğiniz bir iletişim hareketi var mı varsa yorum kısmına yazmayı unutmayın 🙂